Istanbul, TR
Türkiye'nin sanayi imkanlarının çoğu Kocaeli ve İzmit Körfezlerinde bulunmaktadır. Ancak son yıllarda kentsel üreme organlarıyla birlikte körfez kıyısındaki fabrikalar, kıyıya ulaşımı engellediği için kent içinde kalarak başka bir yere taşınmıştır. Yuvaların fabrika terk ettiği alanlar, kent arkadaşlarıyla birlikte ortaya çıkan resmi alan eksikliğini gidermek için sunum yapmaktadır. 2007 yılında SEKA park 1. etap binası ve 2009 yılında SEKA park 2. etap binası ile sanayi üzerindeki toplu alana dönüştürme süreci başlamış ve sahil halkası açılmıştır.
Canlandırma projesini yürüttüğümüz eski Mannesman Boru Fabrikası 1955 yılında inşa edilmiş ve uzun yıllar faaliyet göstermiş ve terk edilmiş haldedir. Fabrika, SEKA park 1. ve 2. etap kavşağında dar bir geçişe izin veriyor. Bu dar geçit, parklar arasında fiziksel bir bağlantı sağlamakla birlikte kullanım açısından da birbirinden ayırıyor. fabrika sınırında tasarlanan ve alanlar arasındaki ilişkiyi engelleyen tepeler.
Bu çerçevede proje, müstakil fabrikayı çevresiyle buluşturmayı ve sahil boyunca kapalı kamusal alan ihtiyacını karşılamayı hedefliyor. Kültür-sanat altyapısı sağlayacak yeni fabrika, sahil boyunca kesintisiz devam eden açık alanların fuayesi görevini de üstlenecek.
Eski yerleşke, yıllar içinde ortaya çıkan yeni taleplerle eklenen ve farklı yapım teknikleri ile inşa edilen 3 ayrı fabrika bloğundan oluşmaktadır. Orijinal yapının özgün detaylarının çoğu, farklı zamanlarda yapılan müdahalelerle kaybolmuştur. Proje, yapının özgün detaylarını restore ederek orijinal yapısını koruyor ve sonradan eklenen diğer yapıların tasarımında da aynı detayları kullanarak görsel bir bütünlük sunuyor. Böylece yapı bir yandan kültürel bir yapıya dönüşürken bir yandan da kentin belleğindeki yerini korumakta ve geliştirmektedir.
Bina üç bloktan oluşmaktadır. Kuzeybatı ve güneybatıdaki bloklar sırasıyla A ve B blok, kuzeydoğudaki C bloktur. Fabrikanın yapıldığı yıllarda A ve C blokların önüne 130 cm genişliğinde kaldırımlı Güneş Caddesi yapılmıştır. Günümüzde bu dar kaldırım fabrikanın kamu binasına dönüştürülmesi ile yetersiz kalmaktadır. Bu sorunla baş edebilmek için A ve C bloklarının yola bitişik son aksları kolonlar dışında yıkılmış ve dar kaldırım bu yönde genişletilmiştir. Blokların altında açığa çıkan sütunlar, iki blok arasına yeni sütunlar eklenerek sıra sistemine dönüştürülür. İç avlu hakkında ipuçları veren bu yeni revak, demiryolu yönünden gelen ziyaretçiler için bir giriş olarak tasarlanmıştır.
Binanın mevcut yapısı ve kabuğu endüstriyel bir mirastır. Tüm kampüsün tasarımında belirlenen ana strateji, bu yapının korunması ve sergilenmesidir. Tasarımın temel amacı, misafirlerin ziyaretlerinde yapının mimari detaylarını ve yapım tekniklerini kolayca görebilmek ve buranın endüstriyel mirasla ilişkisini kurabilmektir. Bu amaçla yapının tamamı açık plan olarak tasarlanmıştır. Programlar, birbirine ve cepheye temas etmeyen ayrık birimlerde ayrı kabukların içine yerleştirilmiştir. Bu sayede tüm mekanlar birbirine akar ve kesintisiz bir mekan kurgusu ortaya çıkar. Mekanları birbirine bağlayan asma katlar ve köprüler, binada gezinmeyi daha heyecanlı hale getiren ve sergi izleme fırsatlarını artıran görüş açıları sunuyor.
İşverenin talep ettiği 1500 – 2000 kişilik bir konferans salonu için en uygun yer A Bloktur. Ancak yer altı su seviyesinin yüksek olması nedeniyle konferans salonu için gerekli kulis boşluklarının ve teknik hacimlerin olduğu bir bodrum katı yapılması mümkün değildir. yer alacak. Bu duruma çözüm olarak Güneş Caddesi'nin 250 cm altındaki A ve C bloklarda 100 cm'lik kazı ile bodrum tasarlanmış ve kulis bu alanda yer almaktadır. B Blok, A blokta salonun fuayesi olarak tasarlanmıştır.
Ana salon, yapının özgün işlevine gönderme yapan ve yapısal elemanlarını sergileyen tasarım anlayışından yola çıkarak bambaşka bir mekan kurgusu sunuyor. Ana salon zemin, duvar ve tavan kaplamaları ile ideal akustik ve görsel kalite sunan bir mekandır. Fuayeden ana salona giren ziyaretçi iki farklı dünya arasında geçiş yapar.
C bloğu, yapının farklı etkinliklere ev sahipliği yapmasına imkan verecek şekilde esnek bir şekilde tasarlanmıştır. 2 adet çok amaçlı salon ve bunları birleştiren fuaye, gerektiğinde ayrı ayrı veya birlikte kullanılabilecek şekilde tasarlanmıştır. Tüm salonlar, binanın doğusunda bulunan bir servis bandı ile desteklenmektedir. Bu servis alanının üzerindeki boşluklar kuluçka odası olarak tasarlanmıştır.
Özgün Bina'nın özgün tuğla cephesinin görsel karakteri tüm yapıların ortak görsel karakteri olarak belirlenmiştir. Ancak bu sistem kesiti güncel şartnamelere göre yeniden yorumlanmış ve ısı yalıtımının tuğla cepheler arasına yerleştirilmesi için yeni bir detay geliştirilmiştir. Yeni kamusal işlevin gerektirdiği şeffaf cepheler, metal yapı elemanları kullanılarak tuğla cepheye entegre edilmiştir.
Proje, 7/24 kullanılabilecek mekanlara sahip bir kültür merkezi kurgusu önermektedir. Böylece hem binanın kullanım verimliliği hem de SEKA parkın kullanım süresi artırılmaktadır. Kongre merkezi ve Seka Park'ın iç/dış mekan ve altyapılarının birlikte kullanılması sayesinde her iki projenin verimliliği de artacaktır. Projedeki tüm mekanlar, birden fazla işlevi yerine getirebilecek esnek mekanlar olarak düzenlenmiştir. Bina, dinamik kullanımlara ve taleplere göre dönüşebilen bir kurgu ile tasarlanmıştır. Avlu bu esnekliğin anahtarıdır. Avlu, açık bir alan sunarken, aynı zamanda yapının programları için birleştirici/ayırıcı bir tampon görevi görmektedir.
Status: Built
Location: Kocaeli, TR
Firm Role: Founder Architect
Additional Credits: Architectural Desing: Özer/Ürger Architecture
Design Team: Ahmet Mucip Ürger, Ali Özer, Seda Gecü, Sinan Günay, Elif Düzel, Uğur Sarışen, İsmer Güngör
Project Team: Ahmet Mucip Ürger, Ali Özer, Gökçe Ejder, Tuğba Kayaköy Ercan Koca, Mustafa Tekin
Employer: Kocaeli Metropolitan Municipality
Static: Erduman Engineering
Mechanics: Metta engineering
Electrical: Trifaz engineering
Landscape: Özer/Ürger Architecture
Advisors: Erdem Özlü (IDEArc), Cüneyt Kurtay
Location: Kocaeli
Photographs: Egemen Karakaya